
Eğer bir geri dönüş olsaydı kokusu yeterdi sevgilinin. Çünkü
koku, varlığında fark edilmeyen ama sonrasında en çok aranan şeydi. Tuhaf bir
şeydi işte o. Henüz tanımı yapılamamış anlamsız bir bağımlılıktı. İnceden sızı
yayan ve en uzun soluklu kalandı. Aslında kullanışsızdı… Başkasında bulunamazdı
ve satın alınamazdı.
Ah! Kimsenin kokusu kimseye benzemiyor sevgili… Elinin teri
kaynamıyor tenine sinsice… Bir kokuyu özlemek bir yüzü özlemekten daha fazlası
ediyor… İçini dışına düğümlüyor… Seni hem terk ediyor hem de ilelebet burnuna,
tenine, yüreğine öylece lehimliyor.
Gerçek sevgi buram
buram aşk kokuyor. Kötüsü olmuyor sevgilinin. Sonra bir gün ansızın bir özlemin
farklı bir kokusu yayılıyor, burnun sızlıyor, canın tatlı /acı bir burukluk
yaşıyor. Sonunda tebessüm mü ediyorsun yüreğin mi burkuluyor bilemem; bildiğim
tek şey o kokular çok kıymetli ve geri dönüşü olmayan hatıraların en ifadesi
zor temsili…
~Sözde Yazar~
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder