Uzun soluklu savaşların ardından geriye tek kalan şeydi merhamet… Ne öncesinde ne de savaş esnasında hissedilmeyen, öncelik verilmeyen
bu duygu, akabinde oluşan o koca enkazına
bakıp merhametiyle baş başa kalır. Herkes kendi payına düşene ağlar. Kendi
payına düşene yeteri kadar ağladıktan sonrada dönüp karşı tarafın enkazına
ağlar.
Merhamet savaşın üvey çocuğudur. İlk olacak hiçbir şeyin
başını hiçbir zaman çekemez. Kavganın, hırpalanmışlıkların, ötelemenin, hırsın
savurduğu tüm duygulardan sonra peyda olur. Merhamet en olması gereken yerde
hep unutulan olmuştur. Ertelenişi, zamanında baskın olamayışı hep ziyan
doğurmuştur.
Oysa merhamet pamuk gibidir. Oysa merhamet sadece
savunmasızı sevmek değildir. Ah merhamet en kirlide bile temizi, güzeli
arattırandır… Candır. İnsanlığın özüdür. Ne kıymetlidir ne inanılmaz bir
duygudur o.
Oysa merhamet beklide sevgiden sonra bize zuhur eden en
insani haldir. Dilimizle zehirlemesek, ellerimizle yerlere sermesek, acıtmasak
hiçbir şeyi, bu kadar uzaklaşır mıydı bizden…
~S'özde Yazar~
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder