Üniversitede bir hocam vardı. Derste kaldığı yeri kaldığı cümleden asla nerede kalmıştık demeden devam edebilirdi. Bilmediğini bu senin dersin olsun öğren bize de öğret derdi. Kitapta yazmaz hayatın içinde çokça bulunur şeyler anlatırdı. Bazen ıvır zıvır anlatıyor gibi gelirdi derslikte oturanlara ama eminim okul bitince her biri anlamıştır ki hiçbiri malayani değildi o derslerin. Herkesle ayrı ayrı ilgilendiği de olmuştur. Mesela bir arkadaşın diksiyonu gerçekten iyi değildi ve bunu konuyu sınıfta açmaktan bunun düzeltilmesi gerektiğinden yapacağı mesleği nasıl etkileyeceğinden uzun uzun bahsedebilirdi ve kimse bundan incinmez veya dalga geçmezdi. Keza başka bir arkadaşın ses rengi bir hizada hiç durmuyordu ve bu ses tellerinin eğitilebilir olduğunu tek rengin üzerine gidip bu dallanıp budaklanan kontrolden çıkan sesin eğitilmesi hakkında da konuşurdu. Hayatın içinden, evinden, yaşantısının her yönünden örnekler verebilir herkesi dersin içine çekebilirdi. Çekmek için çaba sarfetmesine hiçbir zaman gerek kalmayacak kadar donanımlıydı. Bazı konuları anlamakta zorlandığımız da bunu dile getirmişlerse o zaman şöyle örnek vereyim derdi ve bu örnek verme hızına her zaman hayret ederek bakardım çünkü anlaşılana kadar defaatle örnek verdiği çok olmuştur.
Hocalarımı hep çok sevmek istemişimdir. Gerçekten haftanın dört günü dersine aynı hocanın girmesi ve o hocanın da böylesine harika bir insan olması büyük şans. Bana bir ödev de yardım sözü verdiği için öğle arasından tamamıyla vazgeçtiği, başından savmayarak elinden geleni yaptığı ama bu benimle alakalı değil demeden çabaladığı bir gün hatırlıyorum. İstemese kim zorlayabilir ama yardım etmeyi, sözünün gereğini her zaman yapmayı bilen bir insanı asla unutmuyorsun.
Okulun yemekhanesinde çıkan yemekleri her zaman kontrol eder herkesi karşısına alır söylediği sözden savunduğu fikirden asla vazgeçmedi. Böyle böyle yemekhanenin yemekleri öyle bir seviyeye geldi ki hepsinin hakkından tek başına nasıl geliyordu ve pes etmiyordu hayret ediyorduk. Hiçbir konuda yalnız kalmaktan çekinmiyordu. Ben bunun tek başıma arkasındayım derken bunu bize anlatıyor olmasının örneklik teşkil etmesini dert edindiğini alt satırlardan okuyabiliyoruk. Ve hayranlık duyuyorduk.
Hayat akıp gidiyor tanıştığımız o muazzam duruşu ve bilgisi olanlar, sevgiyle, saygıyla hayatta yer tutanlar olmasa halimiz içleracısı olurdu. Onlar iyi ki var...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder