Hiç yazmak nedir bilmezken duyguların dolup taşıyor yazmak istiyorsun, hiç okumazken okumak, hiç görmediğin yerlere gidip orada olmadığını bildiğin halde onu aramak istiyorsun. Daha kırgın oluyor, daha kolay inciniyorsun. Konunun muhatabı olmasan bile sevmek kolay incitiyor insanı.
Radyoda defaatle çalmış gelmiş geçmiş bir şarkı sende bir yerlere dokunuyor, o vakte kadar umursamadığın bir şiir, bir şarkı gelip baş köşeye oturuyor öylece. Derdinle dertlenmeye gelmiş gibi misafir etmiyorsun, sende gel sen de kal diyorsun, kalıyorda... Her ne hikmetse sevmekle gelen ne varsa mütemadiyen kalıyor. Bir söz, bir ses, bir koku, bir eşya, bir şarkı, bir mekan hiçbiri bir yere gitmiyor, gidemiyor...
Zaman hepimiz için aynı işlemiyor. Aynı zamanın içinde farklı zaman işleyişleri ile yaşadığımıza inanıyorum. Zamanın da sevgiyle bir rabıtası var. Sevginin zamanı yavaşlattığına hatta durdurduğuna bile inanırım. Zaman tüm sevdiğimiz şeyleri yaparken hızlı geçmesine rağmen sevgilinin yanında öylece durması izah edilesi değil.
Yazdıklarımın hiçbiri izah edilesi değil. "Akıl biz yemek yerken üstümüze dökmeyelim diye var"diyordu geçenlerde sevdiğim biri. Haklı, geriye kalan ne varsa kalp yükleniyor. Sevgi hariç, sevgiye yük diyemeyiz. Sevginin yük olduğu bir yerde sanırım sevgili yoktur. Ama yine de kalp bu azizim. Biraz yardımcı olmak lazım...
Fotoğrafların geneli bana aittir.
#birfotoğrafbiryazı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder