Her aşk kağıt kesiği gibidir. Aşkını yazmayan görmedim ben ve o kağıdı tutup da yara bere almayan. Her aşk sır kalmak isterken alenen yaşanandır. Arif sırrı ifşa ederse helak olur, aşık ise susarsa helak olur demiş büyükler. İşte o yüzden çok yazmış aşıklar. Çok söylemiş, çok anlatmış. Ve her aşık meltemi, rüzgarı, yağmuru, ay'ı, gül'ü, dikeni işlemiş sayfalara bir bir. Çünkü özlemek olmuş aşk, merhem olsun diye her aşığa bir meltem üflenmiş, ateşi sakin kalsın diye yağmurlar indirilmiş, resim olmuş aşk; şarkı olmuş, şiir olmuş, kitap olmuş hiçbir şeyi olmazsa bir ismi olmuş illaki. Deli demişler mesela, divane demişler, mecnun olmuş. Kerem demişler, Ferhat demişler. Mevlâna olmuş biri, Can Yunus olmuş satır satır dökülmüş gönüllere. Saçıp saçıp toplanan boncuklar gibi, dağıtıp toplamış seven sevdiğine, ipe dizer gibi dizip asmış güzel olanın boynuna derdini.
Her kim olursa olsun adı bilinsin unutulsun ya da hiç olmasın. Aşık hep yazandır ve kağıt kesiğidir mütemadiyen ortalık. Kaç kestikten sonra gelir sevgili? Kaç hasret zamanından sonra "bak ben geldim,burdayım" der bilinmez. Bir mendil arasında kuruyan yaşların toplamıdır sevgili. İnsan Arif olduğunda sırrı öğrenir, Beşer âşık olduğunda ise insan olmayı öğrenir ve yanında bir hediye verilir. İçinde şöyle yazar; Aşk mütemadiyen özleme halidir.
Kavuşsa da, kavuş(a)masa da...
#birfotoğrafbiryazı
Mütemadiyen dinlenesi 🎵
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder